UNICERA’DAN BİR YILDIZ GEÇTİ
08- 12 Mart 2017 tarihleri arasında gerçekleşen Unicera Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nın en göz alıcı standı NG Kütahya Seramik, kendine has, benzersiz ebatlardaki ürünleriyle ziyaretçileri hayran bırakırken, mimari ve iç mimaride yeni ufuklara öncülük ettiğini bir kez daha kanıtladı.
1.244 metrekarelik stant ve kafe alanıyla Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nın en göz alı-cı standı NG Kütahya Seramik’in görenler-de hayranlık uyandıran yeni koleksiyonları-nı, büyük bir titizlikle ve ekip gücüyle fuar standı hazırlıklarını gerçekleştiren Tasarım ve Ürün Geliştirme Yöneticisi Bilgi Kaya ve İç Mimar Derya Yetkin’e sorduk.
2017 yılı Unicera Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nı ziyaret ederken ilk göze çarpan firmasınız. Bu yıl ürün-lerinizi kaç metrekarelik bir alanda sergiliyorsunuz?
Derya Yetkin: Fuar alanımız üç ada-dan oluşuyor. Konuklarımızı ağırladığı-mız kafe bölümümüz 440 metrekareden, galeri ise 660 metrekarelik bir alandan oluşuyor. 120x240 cm’lik büyük ebat-larımızı sergilediğimiz diğer bir adamız da 144 metrekareyi kapsıyor. Fuar ala-nımızı tasarlarken bu üç adayı birbirine bağlamayı hedefledik. Bu sene tarzımız, konseptimiz biraz daha farklı, daha soft, daha yalın, ürün ebatlarımız büyük, sera-miklerimiz çok çeşitli. Fuar alanımızda da tüm bu özellikleri vurgulamayı amaçladık.
Kafe bölümünüzün zemin ve duvar-larında da ürünlerinizi görüyoruz. Burayı da bir sergileme alanı gibi mi düşündünüz?
Derya Yetkin: Farklı ebatlarda seramik-lerimiz mevcut olduğu için kafe alanında da ürünlerimizi sergiledik. Böylece yeşil alan ve doğa temasının canlandırıldığı peyzajla, soft renklerdeki seramiklerimizin birleşi-minin uyumu da çok şık bir görüntü oluş-turdu.
Fuar alanında birbiri ardı sıra oluş-turulmuş hacimler var. Ürünlerinizi neye göre grupladınız?
Derya Yetkin: Soyut mekanlar ve canlı mekanlar olmak üzere iki farklı kurgumuz var. Bu şekilde seramiğin sadece ıslak ha-cimde değil, diğer mekanlarda da kulla-nılabilirliğini göstermek için yaşam alanı konseptleri, ıslak hacim soyut mekanlar, şömine alanları, antre girişleri gibi alanlar oluşturduk. Oluşturduğumuz bu konsept-lerdeki seramiklerimizi minimal objeler, mobilya ve aksesuarlar kullanarak vurgu-lamak istedik. Bu seramiklerimiz arasın-da 120x120 cm ve objelerle desteklediği-miz canlı mekanlarımızda ağırlıklı olarak 120x240 cm’lik ürünlerimizi sergiledik. Bu yıl fuar alanımızda üç ara koridorumuz var. Yani genel galeri alanını üçe böldük. Sergi-lediğimiz ebatlar arasında 60x120 cm ko-ridoru, ara koridorda 60x160 cm olanlar, diğer koridorda da 120x120 ve 120x240 cm’leri harmanladığımız geçiş koridoru-muz bulunuyor.
Bu sezon sanki seramik ebatlarında bir yarış var. En küçük ebadınız ne kadar?
Derya Yetkin: Standımızda gördüğünüz en küçük ebat 80x80 cm ölçüsünde. Bu ölçüdeki karoları daha çok kafe alanımızda birbiriyle harmanladık. En büyük ebadımız ise 120x240 cm. Bu ölçümüz için özel bir ada oluşturduk. 120x240 cm ve 60x240 cm bizim için önemli bir ebat, bunu vurgu-lamak adına ürün uygulamasını farklı bir adada sergiledik.
Sezondaki boyutlardan bahsedebilir misiniz?
Bilgi Kaya: Diğer firmalara baktığımızda çoğunlukla belirli boyutlar üzerinde tasa-rımlar görmekteyiz bunun en yaygın olanı da 60x120 ve ardından gelen 80x80 cm ebadı, biz bu boyutlara yoğunlaşmadık. Çünkü öncü ve takip edilebilir misyonu-muz ile her dönem için farklı boyutlar ta-sarladık. Bu sezonda ise 120x240 cm bo-yutunu destekleyen 60x240 cm ve 30x240 cm boyutlarla yine sektörde farklı kulvarlar yarattık.
Bilindiği üzere 120x240 cm boyutu Türkiye’de ve dünyada NG Kütahya Sera-mik ile birlikte tanındı. Dünya pazarların-daki bu boyut NG Kütahya Seramik boyutu olarak tanımlanmaktadır. Önümüzdeki dö-nemlerde de yine 60x240 cm ve 30x240 cm boyutunu da NG Kütahya Seramik bo-yutu olarak duyabilirsiniz.
Geçmiş dönemlerde de 60x60 cm, 80x160 cm, 120x120 cm boyutlarını çıkararak sek-töre iddialı boyutlar kazandırmıştık. Şimdi bizim için 80x80 cm ve 60x120 cm boyut-ları sıradan boyutlar haline geldi.
Bu yıl yenilik ebatlarda mı yoksa dokularda, parlaklıkta ve matlıkta mı? Sezona damgasını vuran özellik nedir?
Bilgi Kaya: Bu sezon için yenilik diğer firmalarda da bolca görülen 60x120 cm boyutları. Ama bizim için bu bir yenilik de-ğil, bize göre yenilik sektörde ilkler arasında olabileceğiniz işlere imza atmak. Bu fuarda ilk kez sergilediğimiz 60x240 cm ölçüleri sektörde bir ilktir.
Biz 2017 yılı için yenilik anlamında daha ra-dikal kararlar vererek doğal dokuları daha dekoratif tasarımlar yaparak bookmatchler çalıştık. Bunları çalışırken de etrafta bolca görülen mermerler den kaçındık daha seç-kin ve özellikli ürünler ile tasarımlar yaptık. Sektörde bu denli zengin ve farklı doğal malzemelerin kullanılmasında da öncülük ederek önümüzdeki dönemde de bu konu-da takipçilerimizin olacağını söyleyebilirim. Dokular her ne kadar çoğunlukla parla-tılmış olsa da 120x240 cm, 60x240 cm, 60x160 cm, 120x120 cm boyutlu karolar parlatma da teknolojik olarak da üretimi zor karolardır. Biz bunlara sevgimizi, tutku-muzu, emeğimizi de katınca ortaya kaliteli ve sanatla harmanlanmış ürünler çıkıyor. Bizleri diğerlerinden ayıranda budur.
Bu ürünlerin kullanımı ağırlıklı ola-rak hangi alanlarda oluyor?
Derya Yetkin: Biz seramiğin yaşamımı-zın her alanında kullanıldığını vurgulamak istiyoruz. Seramiği sadece ıslak hacim olarak düşünmeyelim. Bahçe konseptine uygulayabiliriz, ahşaplar parke görünümlü seramikleri salonda da uygulayabiliriz.
Doğal taş görünümlü çalışmalarınız çok dikkat çekiyor, özellikle mermer görünümlü olanlara dokunmak iste-yenler oluyor değil mi?
Derya Yetkin: Bütün ürünlerimiz sera-mik. Tabii mermer görünümlü diyoruz biz. Şuan burada görmüş olduğunuz seramik lerimiz çok yeni. Mermer görünümlü sera-miklerimizde bookmatch oluşturuyoruz.
Yüzey dokusuyla üç boyutlu etki ve-ren, desenli veya ışıltılı seramikle-riniz de var. Bu örnekler hakkında biraz bilgi verir misiniz?
Derya Yetkin: Seramikte farklı yüzeyle-rimiz mevcut. Fakat yüzeyinde üç boyutu hissediyorsunuz. Seramiğe dokunulduğun-da bu üç boyutlu algıyı vermesini seviyoruz çünkü birebir hissedebiliyorsunuz. Ahşap dokusunu da hissediyorsunuz, üç boyutlu yüzey dokusunu da, ‘Lappato’ dediğimiz parlak yüzeyi de, bütün yüzeyi hissedebili-yorsunuz.
Tüm seramikler kendi grupları içinde mi kullanılabiliyor sadece?
Derya Yetkin: Ürünlerimizin çoğunu de-kor ve fon olarak ayırıyoruz. Fon ile dekoru birbiriyle buluşturduğumuzda daha farklı yüzeyler oluşuyor. Aynı şekilde yine book-match’lerimizi görebilirsiniz büyük ebat-larda. 45x90 cm ebadımız var. Bu ebatta da iddialıyız. Taş dokulu, mermer görünümlü, ahşap görünümlü yepyeni ürünlerimiz var. Fuar alanımızın ana girişinde de yeni lanse ettiğimiz ürünler yer alıyor. Bunlar bookmatch’ler ve birbirini tamamlayan soft renkler ile pastel renkler. Standımızda çok daha soft ve pastel tonlardaki seramikleri-mize yer verdik.
Fuar alanınızın bir bölümünü de yer-li ve yabancı önemli projelerde yer alan ürünlerinize ayırmışsınız. Bu ürünleriniz hangileri?
Derya Yetkin: Biliyorsunuz ki 3. Havali-manı projesi çok önemli. Dünyanın en bü-yük havalimanı projesi. Buna biz de ortak olmaktan ötürü çok mutluyuz. ‘Magnum’ serimiz İstanbul’da yapılan dünyanın en büyük havalimanı projesinde kullanıldı. Zemin için 120x120 cm çalışıldı ve açık gri, koyu gri, siyah gibi farklı renkleri de mev-cut. Kafe alanımızın zeminine de havalima-nı projesinde kullandığımız seramiğimizi uyguladık. Yine bizim için çok özel olan‘Vis-ta’ serimizi de Kuveyt Açıkhava Müzesi’nde kullandık.
Ürünlerinizi evlerin iç mekan veya dış mekanındaki uygulamaları hak-kında örnek verir misiniz?
Derya Yetkin: 120x240 cm ölçüsündeki seramiğimizi ben bir mimar olarak örneğin, kendi evimde bir TV ünitesinin arkasında kullanabilirim. Salonda dekoratif bir pano olarak kullanabilirim ya da diğer ürünleri, 120x120 cm, 60x120 cm ve 60x160 cm ölçüsündekileri dış cephelerde kullanabili-rim. Biz bu ürünlerimizi cepheye, zemine, duvara uygulayabiliyoruz, yaşamımızın her alanında kullanabiliyoruz.
Bu yıl fuar alanı hazırlıklarınız ne kadar sürdü?
Derya Yetkin: Aslında fuara hazırlanma sürecimiz çok ciddi bir süreç. Yaklaşık dört aydır tasarımla ilgili ekiplerimizle birlikte sürekli çalışıyoruz. Fakat buraya giriş süre-miz yaklaşık 10 gün, gece-gündüz ve pro-fesyonel ekiplerle birlikte çalışmak zorun-dayız. Şu an burası bizim evimiz gibi.
Büyük ebatlı seramiklerin yeni bir felsefesi olduğunu ve insanların alış-ması gerektiğini düşünüyorum. Sizce halk alıştı mı bu büyük ebatlara?
Derya Yetkin: Birçok farklı büyüklükler-de ürünlerimiz de mevcut tabii ki ama bü-yük ebatlar gerçekten iddialı ve hayranlık yaratan ürünler. Tabii ki mimar olarak da küçük banyolarda da, küçük mekanlarda da minimum tasarımsal olarak büyük ebat kullanmayı tercih ediyoruz.
Yekpare bir ürün kullanımının avan-tajları nelerdir?
Derya Yetkin: Yekpare tek bir ürünün kullanılmasının avantajı bir banyoyu, tek bir duvarı, tek bir ürün ile geçebiliyor ol-mak. Zaten standartlara uyuyor. Büyük ebatların mekanda kullanımının verdiği etki küçük ebatlı ürünlerin üzerine çıkıyor. Sadece banyolarda, ıslak hacimlerde de-ğil, her yerde kullanabildiğimiz için büyük ebatlar çok daha etkileyici oluyor.
Kullandığınız desenler ile olası yü-zey monotonluğu kırmayı mı amaç-ladınız?
Derya Yetkin: Evet, gördüğünüz yüzey-lerin tabii hepsi birbirinden farklı. Mermer görünümlü ürünlerimiz de var, ahşap gö-rünümlüler de var. Çeşitlilik ile sınırsız bir hayal gücü sunuyoruz. Özellikle tasarımcı-lar ve mimarlar için bu seramiklerde kulla-nılabilirlik açısından hiç derz görünmemesi çok büyük bir avantaj oluyor.
Diğer markalardan bu derece farklı olmanızın amacı nedir?
Derya Yetkin: Herkes her şeyiyle farklı lık istiyor. Bunun içinde müşterinin istediği değil, isteyebileceği ürünleri ortaya koymak zorundasınız. Baktığınızda kare tazı ürün-ler Çinlilerin yaptığı, Türkiye’de var olan sistem. Ama dikdörtgen ebatta, çok farklı efektleri görüyorsunuz. Bizim yaptığımız insanların beğenilerine uygun özellikte. Temel mantık insanların istediğini değil, isteyebileceği şeyleri öne çıkarmak. Evet, maliyet alt yapısı da yüksek olabilir ama insanlar farklı olacağı şeylerde inanın maliye-ti ikinci tarafa koyuyor.
Bu yıl sizi diğer markalardan ayıran ana özellik nedir?
Derya Yetkin: Biz büyük ebat ağırlıklı sunumlar yaptık. Diğer stantları gezdi-ğinizde bu ebatları göremezsiniz. Çünkü bu NG Kütahya Seramik’in diğerlerinden farkı. Biz ebatlarımız ile farklılaştık. Bir de buradaki çıkış mantığımız bizim doğada olan doğal taşları veya mermerin serami-ğini yapmak, bunu yaparken de birşeyler katmak. Burada bookmatch’ler var, doğada olan ürünlerin aynılarının uygulamaları var. Bu bizim farkımız. Ebatsal olarak bir farkı-mız var. Doğada olan ürün doğada kalsın. Biz onun daha iyisini daha ekonomik yapa-rız. Çıkış mantığımız da bu. Tüm stantlarda full lappato üzerine bir yoğunluk var. Bizim standımızda yerde gördüğünüz gibi hava-alanının karosu var. Çünkü full lappatoyu herkes yapabilir. Ama biz double charge olarak isimlendirilen bambaşka bir teknik kullanıyoruz. Lappatolar, özel mat yüzeyler ve özel baskılar bir arada. Bunlar ayrı şan yönler. Çünkü teknolojiyi, Ar-ge’yi işin içine katmazsanız aynılaşıyorsunuz. Bizim temel felsefemiz ayrışmak.
İleriye dönük hedefleriniz nelerdir?
Derya Yetkin: Hedefimiz tabii ki ihracat pazarları. İç piyasada zaten biz müşteri-lerimiz ile sürekli iletişim halindeyiz ama ihracatta bizim mevcut olan yüzde 20’lik ihracat oranımızı katma değerli ürünlerle arttırmayı amaçlıyoruz. Katma değerli ürün derken, Türkiye’nin ortalaması 6.1 Dolar, bizim ortalamamız 8 Dolar. Yani amacı-mız Türkiye’nin marka değerini de yukarı çıkarmak, kendi marka değerimizi de yu-karı çıkarmak, üst grup ürünlerle rekabet etmek. Çünkü aynılaştığınız anda sadece fiyat rekabeti yapıyorsunuz. NG Kütahya Seramik’in mantığı farkındalık oluşturacak ürünler ile fiyat olarak da ayrışmak. Bunun yanında bu yıl Kütahya’da açacağımız yeni bir fabrikamız var. Oraya buradan bir po-tansiyel sağlamak, yine ihracatın, üretimin devamı ve yeni yatırımlar ile olacak. Büyük ebat üreteceğiz yine.
İnsanlar kolay alışacak mı sizce büyük ebada?
Derya Yetkin: Alıştılar bile. Bu fuara geldiğimizde diğer firmalarda ne olacağını biliyorduk, 60x120 cm’nin yaygınlaşacağını biliyorduk. 60x120 cm ebadı bundan önce büyük ebat listesinde idi. Ama yaygınlaşa-cak dedik ve nitekim öyle oldu. Başlangıçta büyük ebat için bir korku vardı herkeste. Şunu söyleyebilirim. Eğer bizim büyük ebat hattımız olmasaydı, belki de biz ha-valimanı projesini alamazdık. Bu artık bir zorunluluğa gidiyor, bir ayrışmaya gidiyor. Yani büyük ebadı satmakla ilgili bir soru-numuz yok. Türkiye’de ciddi potansiyel var, yurtdışında ciddi bir potansiyel var.