NE ARAMIŞTINIZ?

Popüler dekorasyon stilleri 2: Minimalizm 101

24.08.2022

Geçtiğimiz aylarda kaleme aldığımız "Dünyadan en popüler 18 ev dekorasyonu tarzı" başlıklı yazımız, okuyucularımızın da dikkatini çekmiş, bu da bize dekorasyon stillerine dair zengin bir yazı dizisi hazırlamak için ilham olmuştu. Dosyayı Kuzey Avrupa’nın medar-ı iftiharı İskandinav tarz ile açtıktan sonra şimdi sırayı minimalizme bırakıyoruz.

Keyifli okumalar!

Minimalizm nedir, ne değildir?

Minimalizm, temel olarak modern sanat ve müzikte karşımıza çıkan, doğuşu 1960'lara uzanan, sadelik ve nesnelliği ön plana çıkaran bir akımdır. Yalınlığı nedeniyle “ABC sanatı” ve “minimal sanat” gibi tabirlerle de anılır.

Minimalizm akımı, 1940’larda popülerleşen soyut dışavurumculuğa ve bu sanat türünün biçime ve duyguya verdiği aşırı öneme karşı bir tepki niteliğinde yükselir. Minimalistler, nesnenin tarihsel ve sembolik anlamlarını en aza indirmek gerektiğini düşünür. Böylece nesnenin yalnızca nesne olma niteliğine odaklanılabilir. Nesnelliğe olan bu yoğun ilgi, minimalist sanatçıların heykel üzerinde yoğunlaşmasına sebep olmuştur.

Minimalizm müzikte de biçimciliğe tepki olarak gelişmiştir. Minimalist müzik, duygusal sterilliği ve entelektüel karmaşıklığı ortadan kaldırmak ister. Ayrıntılardan ve süslemelerden kaçınan, basit akorları tekrar eden, ritim, melodi ve armoni karmaşasını azaltan minimalist müzik; ton ve makam gibi geleneksel unsurları da fazlaca kullanmaz. Minimalist müzikte kompozisyonun uzunluğu belirleyici değildir.

Minimalist görsel sanatlar ve minimalist müzik, dansta da minimalist bakış açısının yerleşmesine ön ayak olmuştur. Minimalist dans, içinde hareketsiz bölümlerin de olduğu, temel hamlelerin bile en aza indirgendiği, durağanlık içeren bir hareketler serisi sergiler.

Minimalizm akımının öne çıkan sanatçılar

Minimalizm akımının önemli isimleri arasında Carl Andre, Sol LeWitt, Robert Morris, Richard Serra, Frank Stella, Robert Smithson, Donald Judd, Dan Flavin, Eva Hesse ve Yayoi Kusama’yı sayabiliriz sayılabilir. Bu sanatçıların önderliğinde, minimalizmden de etkilenilerek süreç sanatı, arazi sanatı, performans sanatı ve enstalasyon sanatı ortaya çıkmıştır.

Modernistler minimalistlere karşı

1960’ların modernist sanat tarihçileri, minimalizmi eleştirir. Minimalizmin, modernist bakış açısına sahip sanat eleştirmeni Clement Greenberg’in resim ve heykele dair ileri sürdüğü modern diyalektiğin yanlış anlaşılması sonucu ortaya çıktığını iddia edenler bile olmuştur. Dönemin eleştirmenleri, minimalizmin teatral olma özelliğine odaklanır ve minimal heykelin izleyiciyle buluşmasın sonucu bakma eyleminin bir gösteriye indirgendiği söylenir.

Evde minimalizm: Minimalist dekorasyonun temel elementleri

Minimalizm sanatla beraber mimariye de yön vermiş önemli bir akım. Minimalizm, doğası gereği yaşam alanlarında da sadeleşmeyi teşvik ediyor. Minimalist dekorasyon, estetik sebeplerle tercih edilebildiği gibi özel hayatında sadeleşmeyi seçenlerin bu konsepti hayatlarının her alanına yaymak istemeleri üzerine de uygulanabiliyor.

Minimalist ev dekorasyonu,  az ama öz eşyanın bir arada olduğu, tasarım kadar işlevinde önem kazandığı bir yaklaşıma sahip. Bu özelliği ile İskandinav tasarımına da esaslı bir selam çakan akım; özgün ve yalın çizgilere sahip, doğal materyallerden yapılan mobilyalar, siyah ve beyaz başta olmak üzere temel renkler, bej, gri benzeri nötr tonlar ve minimumda tutulan aksesuarlar ile kendini gösteriyor.

Tüm bu bilgilerin ışığında, minimalizmi, yine minimalist bir bakış açısıyla şöyle tanımlamak mümkün: Küçük alanlarda, az eşyayla ve az tüketerek, sahip olunanları etkili şekilde kullanmak, ihtiyaçtan fazlasına yer ve zaman ayırmamak.

Az eşya hiç eşya demek değildir

Bir yaşam felsefesi olarak da görebileceğimiz ve minimalizmle özdeşleşmiş “Less is more” (“Az, daha çoktur” ya da “Az ama öz” olarak çevirebiliriz) ifadesini, Alman-Amerikan mimar Ludwig Mies van der Rohe’nin şu sözleriyle de açıklayabiliriz: “Minimalizm fakirlik, yoksunluk ya da eksiklik değildir. Aksine bilinçli bir tercihtir, zor olanı seçmektir, azla çok yapmaktır.”

Hatta Descartes da “Karmaşık şeylerin güzel olduğunu düşünmek insanların ortak yanlışıdır.” derken muhtemelen minimalist bakış açısını açıklıyordu.

Tabii minimalizmin bu temel özellikleri, minimalist dekorasyonda hiç eşya ya da aksesuar kullanmayacağımız anlamına da gelmiyor. Az sayıda ama özenle seçildiği belli olan dekoratif unsurlarla, minimalist bir ev de hareket kazanabilir.

Minimalist dekorasyonun adımları

  1. Evdeki tüm gereksiz eşyalardan kurtulun: Sizin için artık bir anlam ifade etmeyen ve işinize yaramayan eşyaları kaldırıp evinizde geniş boşluklar oluşturun. Herhangi bir eşyadan vazgeçmekte zorlanıyorsanız kendinize bu eşyanın gerçekten gerekli olup olmadığını sorun. Onsuz da yaşayabiliyorsanız bu eşyaya elveda demenin vakti gelmiş olabilir. Biriken ve artık nasıl kullanmak istediğinizi kestiremediğiniz eşyaları ihtiyacı olanlara verebilir ya da mobil uygulamalar yardımıyla bazılarını satabilirsiniz.


     
  2. Minimal mobilyalar kullanın: Minimalist bir evde yalnızca birkaç temel mobilya parçası bulunur. Örneğin salonunuzda tek bir kanepe, tek bir koltuk, tek bir bir sehpa ve fazla rafı olmayan minimalist bir TV ünitesi size yeterli olacaktır. Yatak odanızda ise sade bir yatak (yere yakın olabilir), bir şifonyer ve belki bir komodin veya kitap rafı olabilir.


    NG Kütahya Seramik Mermer Dokulu Seramik Masa

  3. Niceliğe değil niteliğe önem verin: Evinizde çok fazla mobilya bulundurmak yerine, çok beğendiğiniz ve sıklıkla kullanacağınız birkaç kaliteli eşya seçin. Örneğin gerçekten güzel bir masa, birkaç parçalı, açılıp kapanan bir masadan daha iyi bir seçenek olabilir.

  4. Eşyaları gözden uzak bir yerde saklayın: Minimalist bir evde, kütüphanede duranlar haricindeki kitapları, dergileri, CD’leri ya da bunların benzeri ihtiyacınız olan her şeyi çekmecelerde ve dolaplarda saklamanız gerekir.

  5. Hafif renkleri tercih edin: Hem duvar boyasında hem de eşyalarınızda, klasik bir minimalist olan beyaz rengi, hafif mavi ve yeşilleri, ten rengi ve açık kahverengi gibi toprak tonlarını tercih edin.

  6. Küçük vurgulara yer verin: Her şeyden tamamen arınmış bir evde sıkıcı olurdu. Bu yüzden üzerinde hiçbir objenin bulunmadığı bir sehpa yerine, üzerindeki bir vazo veya küçük bir saksı bitkisi ile odayı hareketlendirme görevini üstlenen bir küçük bir masa da kullanabilirsiniz. Eğer odanız hafif renklere sahipse küçük bir enerji patlaması yaratmak için bu aksesuarları parlak, göz alıcı renklerde seçebilirsiniz.

  7. Sade sanat eserleri seçin: Duvarlarınızda sade, düz bir renkle çerçevelenmiş tablo, çizim veya fotoğraflar kullanın. Mümkünse duvarların çoğunu çıplak bırakın.

  8. Ferah yüzeyler tasarlayın: Mobilyalar dışında zeminleriniz tamamen temiz olmalıdır. Hiçbir şey zemini karmaşıklaştırmamalı, hiçbir şey istiflenmemeli, hiçbir obje yerde durmamalıdır.

    Minimalist bir evin duvarları da zemini de, açık, temiz, geniş boşlukların olduğu alanlardır. Bu alanlar size sadece incelikle dekore edilmiş, huzurlu bir iç mekan sağlamakla kalmaz, aynı zamanda evinizi dağınıklıktan da arındırır. Yeri ve duvarları porselen ya da seramik karolarla dekore etmek minimalist tasarıma sahip evinizi daha da rahatlatıcı bir atmosferle buluşturur.

Minimalist yer ve duvar seramikleri

NG Kütahya Seramik’in minimalist çizgilere sahip seramik ve porselen karoları yalnızca elegan görünmekle kalmaz, aynı zamanda dayanıklı ve uzun ömürlü bir kullanım sağlar ve bakımı da diğer döşeme tiplerine göre oldukça kolaydır.

Minimalist bir dekorasyon için kullanabileceğiniz NG Kütahya Seramik karolarına birlikte göz atalım:

  • Adria serisi (porselen, taş doku)



    Listemizi mocha ve latte renk seçeneklerine sahip, 60x120 cm rektifiye porselen Adria ile açıyoruz. Hem zemine hem de duvarlara uygulanabilen Adria, organik taş dokusuyla bir fincan lezzetli bir kahvenin görüntüsünü, alımlı bir sadelikle kombinliyor.
  • Sirius serisi (porselen, mermer doku)

    Listemizin ikinci sırasında mermerin ihtişamını yaşam alanlarına taşıyan Sirius bulunuyor. 60x120 ve 120x240 cm ebat seçeneklerine sahip porselen karo Sirius, hem mermer dokusu ile evinize lüks bir dokunuş katacak hem de parlak yüzeyi ile minimalist bir eve ihtiyacı olan o incecik hareketi verecek.

  • Rento serisi (porselen rektifiye, taş doku)

    60x120 cm ölçüsündeki Rento, gri ve antrasit renk seçenekleri ve rastlantısal çizgiselliği ile duvarlarınıza yepyeni bir soluk getirecek.

  • Octavia serisi (porselen, beton doku)

    Ölçü konusunda 60x60, 80x80, 60x120 ve 120x120 olmak üzere dört farklı alternatifi olan Octavia, bone ve gri renk seçenekleriyle minimalist ev dekorasyonunuzu modern mimari etkisiyle buluşturacak.